Murat Sevgi - Kahraman Ordumuza

Murat Sevgi

Kahraman Ordumuza

Murat Sevgi

Yıl 1921, Paris’te bir Hükümet toplantısı, yeni Türk Devleti ile Ankara Andlaşması’nın imzalanması nedeniyle sinirler gerilmiştir. Başbakana; «Bizi arkadan vurdu, dağ başındaki haydutlarla, Mustafa Kemal’lerle anlaştı” diye tepki oluşmuştur diyenlere Fransız Başbakanı Aristide Briand’ın Meclisteki muhalif seslere: «Dağ başındaki haydutlar diye isimlendirdiğiniz kahraman Mustafa Kemal ve O’nun tüm askerleri burada olsalardı, teker-teker hepsinin heykellerini dikerdik. Böylesine kahraman bir antlaşma imzalamaktan gurur duyuyorum!» Diyerek cevap verir. Çünkü Fransa Başbakanı Aristide Briand farkında!

Bir yıl sonra, Türk ordularının zafer kazanması üzerine Anadolu’daki amaçları gerçekleşmeyen İngiltere’nin ‘Türk düşmanı’ olarak bilinen Başbakanı David Lloyd George, Parlamento’da kendisine yöneltilen suçlama ve tenkitleri: «Arkadaşlar, yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda Türk Milleti’ne nasip oldu. Mustafa Kemâl’in dehasına karşı elden ne gelirdi.» Diyerek cevaplıyordu. İngiltere Başbakanı David Lloyd George farkında!

Aynı yıl, Amerikalı yazar Ernest Hemingway, Mudanya Mütarekesi’nin imzalanışını; «Marmara kıyısındaki sıcak, toz toprak içinde, eciş bücüş yollu ikinci sınıf kıyı kasabası Mudanya’da, Batı ile Doğu karşı karşıya geldiler. İsmet Paşa’yla görüşecek Müttefik generallerini taşıyan İngiliz sancak gemisi “Iron Duke”ın kül rengi öldürücü kulelerine rağmen, Batılılar buraya barış dilenmeye geliyordu; yoksa barış istemeye, ya da şartlarını dikte ettirmeye değil... Bu görüşmeler, Avrupa’nın Asya üzerindeki egemenliğinin sonunu gösteriyor. Çünkü Mustafa Kemal, herkesin bildiği gibi, Yunanlıları silip süpürmüştü.» Diye yorumluyor. Çünkü yazar Ernest Hemingway farkında!

İngiliz Generali Sir Charles Townshend, «Ben şimdiye kadar on beş hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım. Bu geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal’de büyük bir ruh kudretinin esrarı var.» Diyor. Çünkü Generali Sir Charles Townshend farkında!

Fransız Romancı ve Diplomat Claude Farrere, 1930 yılında, «Sevr’den sonra Türkiye’nin öldüğünü sanmıştım. Ama Türkiye yaşıyor; hem, Mustafa Kemal başına geçeli beri öylesine canlı yaşıyor ki; bir L’loyd George’un bütün çabaları, bütün imkânları, sağduyuya meydan okuyan bu şiddetli yaşama isteğinin karşısında erimekten başka bir şey yapamıyor...» Diyerek Türkiye üzerine yaptığı tahmindeki yanılgıyı itiraf ediyor.

Başka bir Fransız Romancı ve Diplomatı olan Claude Farrere ise, «Eğer savaşı kazanmış ve daha da kazanacaksa, O, barışı da yapacaktır. Sözüme inanın ve sizlere önceden haber vereyim ki, O bunu iyi yapacak, herkesin düşündüğünden daha eksiksiz ve şimdiye kadar kimsenin ulaşamadığı bir başarı ile yapacak.» Şeklindeki tahmini Türk Devrimini geleceğini 1920’li yıllarda fark etmiş.

Devrim denince akla ilk gelen ülke Fransa’dır. Bu yüzden Fransız’ların Türk Devrimi konusundaki görüşleri başka bir önem taşır. Bir tür tereciye tere satma halidir bu! Atatürk döneminin Fransa Eski Başbakanı Edouard Herriot, 1933 tarihinde, «Paşa, size nasıl hayran olmayayım? Ben Fransa’da laik bir hükümet kurmuştum. Bu hükümeti Papa’nın Paris’teki temsilcisinin yardımı ile papazlar devirdi. Sizse bir Halifeyi kovdunuz ve gerçek anlamıyla laik bir devlet kurdunuz. Siz, bu taassup içinde laikliği bu topluma nasıl kabul ettirdiniz? Dehanızın büyük eseri laik bir Türkiye yaratmak olmuştur.» Diyerek Fransa da 1789 Devrimi ile elde edilememiş, yani 150 yılda varılamamış bir noktadan söz ediyor.

Yani ‘Batı’; izliyor, inceliyor, analiz ediyor.

Yani ‘Batı’; kıskanıyor, imreniyor, hayran oluyor.

Batı bunları aynı tarihlerde (vakit geçirmeden) fark ediyor!

Farkındalar, gücün, “kudretin” farkındalar...

1927 senesine gelindiğinde Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, Büyük Nutuk’un son sayfasında, gençliğe, Türkiye Cumhuriyeti Devriminin özünü ve en KALIN ÇİZGİLERİNİ aktarıyor. (İsterseniz, buna “kırmızı çizgi”lerini de diyebilirsiniz) Bizler o ‘son sayfa’ya; «Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi» diyoruz ama o ‘Hitabe’de belirtilen şartları dikkate almamız gerektiğini fark edemiyoruz! O son sayfa aslında; özgür bir milletin; bağımsız bir devletin; özgürlük ve bağımsızlığını sorgulayan çok önemli bir sınavdır, testtir… (Ya da güncel magazin haliyle söylersek: “Özgürlük ve Bağımsızlık Anketi!” dir.)

Ah, bir de biz farkında olsak!...

Söylemeyen yoktur, hepimizi biliriz ama Türkiye Cumhuriyeti’nin İstiklal Marşı, “Korkma …” diye başlamaz! Aslında Mehmet Akif Ersoy, o dizelerin önüne iki kelime daha yazmıştır! O iki kelime, bütün dizelerinde “Kurtuluş Destanı” anlatan o Marşın, ithaf edildiği yeri işaret eder: “KAHRAMAN ORDUMUZA!” !!! Bizler fark edemesek de; İstiklal Marşını her okuduğumuzda ‘birileri’ bunun farkında!

30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri günü kutlu olsun!

KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu