Murat Sevgi - Facia Senaryosu

Murat Sevgi

Facia Senaryosu

Murat Sevgi

Şu aralar çevremde ilginç filmler dönüyor. (Bu “Film Dönüyor” terimi biraz argo ya da sokak ağzı bir ifade ama yazımın kurgusunu bağlamak için bunu kullanmam gerekiyordu…)

Daha önce de senaryo yazmıştım ama bu seferki farklı. Bu senaryo, Osman Sınav filmlerindeki gibi gerçek hayata çok yakın bir olayı işliyor. O yüzden filmleştirilirse hem fragmana hem de jeneriğe, ‘tamamen hayal ürünüdür’ diye yazıp yaşanacak benzerliklerden dolayı çıkacak sorunları ‘bertaraf’ etmekte fayda var.

Gelelim dönen filme, daha doğrusu senaryoya… Olay, küçük bir kasabada geçiyor. Günlük yaşamlarını normal seyrinde sürdüren kasaba halkı, hiçbir şeyden habersiz hayatlarını yaşarken BÜYÜKŞEHİRDEN gelen şirketin kasaba yakınlarındaki maden ocağının bulunduğu tepede çalışmalar yapmaya başladığı haberleri alınır. Meraklı kasabalıların ilgileri, şirketin çalışma yaptığı alana ve kasabada kurduğu ofise odaklanmıştır. Sonunda o tepede atık depolanacağı öğrenilir. Önce çevre derneğine sonra da gazetelere gidilir. Böylece kasabalılar uyarılmaya çalışılır. Bir süre sonra çevreciler bir araya gelir ve yapılacak tesisin tehlikeleri anlaşıldığında kasabanın desteğini sağlamak için toplantılar yapılır. Birçok gazeteci, mühendis, doktor, avukat ve konuya duyarlı çevreci konuya odaklanır. Bu tesisin yapılmasını isteyenler de vardır. Onca kişiye iş olacağını söyleyenler, yapılması gerektiğini söyleyenler de çıkar. Tehlikeli atık tesisinin diğer atık tesisleri gibi olduğu, sıradan bir iş olduğu iddia edilir.

Tehlikeli atık tesisini engellemek için yapılan baskılar işe yarar, ama belediye onaylama ya da engelleme yetkisini yasal olarak kaybettiği için verdiği karar bir anlam taşımaz. ŞİRKET planlarda yaptığı değişikliği bakanlık yetkililerine onaylattırır. İstemeyenler bu onaylama sonrasında örgütlenir.

Mücadele devam ederken sessiz sedasız bir değişim yaşanır. Tehlikeli atık tesisi çalışmalarını ilk fark eden gözler, aynı dikkat sayesinde bu değişimi de fark etmiştir:

Yapılmaması ile ilgili propagandaları yürüten en dişli savaşçılardan biri bir süre sonra sessizliğe bürünür. En aktif savaşçı; sokaklarda gördüğünüz, sıradan, duyarsız, umursamaz, bana ne’ci vatandaşlardan farksız hale gelmiştir…

(Senaryonun devamını siz getirin)

* * *

Başlık neden ‘facia’ biliyor musunuz?

O küçük kasabaya kurulacak TEHLİKELİ ATIK TESİSİNİN depolarında yaşanacak bir sızıntı sonrasında etrafa yayılan ZEHİR binlerce kişiyi öldüreceğinden dolayı değil.

Ya da tehlikeli atık tesisini bizzat kendi ürettiği ZEHİRLİ GAZLAR, koku ve kirlilik yüzünden kasabanın artık yaşanamaz bir yer haline geleceği için değil.

Ya da atık deposunun olduğu yerde bir yangın ya da patlama olacağı ve bunun sonucunda binlerce kişi öleceği, sakat kalacağı için de değil.

Bütün bunlar senaryonun devamı için düşünülebilecek “güzel” birer facia hikâyesi. Ama asıl “facia”, o kasabada; halkın sıradan, duyarsız, umursamaz, bana ne’ci duruşuna rağmen yapılmak istenen ATIK TESİSİNİN engellenmesi için dik duruş sergileyen, üstelik o tepkinin en önünde gidenlerden birinin, ‘pes etmesidir’, ‘savaşı bırakmasıdır’, ‘yorulmasıdır’.

Ya da “DAHA ÖTESİ”dir, facia..!

(Bir sonraki yazıda başlık; "daha ötesi" olacak)

Hep sevgi ile kalın…

KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu