Murat Sevgi - Hayat Dersleri

Murat Sevgi

Hayat Dersleri

Murat Sevgi

Orta yaşın hafif üzerinde, yavaş adımlarla yürüyen, sırtındaki paltosu solmuş ama çok temiz ve güzel giyimli bir adam büyük cam kapılı binanın içine girdiğinde yanına yaklaşan genç:

-Buyur amca, kime bakmıştın, diye sorar.

Adam başını hafifçe kaldırarak genci süzer ve:

-Bana bir bardak su verebilir misin, der.

Tavırlarından o binada görevli olduğu anlaşılan genç, adama:

-Amca burası bakkal değil ki!, diyerek biraz sitemkâr, biraz da alaycı bir tavırla güler.

Adam, sadece bir bardak su istediğini, lavaboyu da kullanabileceğini söyler. Sessizlik içerisindeki binanın giriş salonunda, konuşmaların yankılanması duyulmaktadır. Bir dakika sonra, içeriye doğru uzanan koridorda ayak sesleri duyulur. İçeriden çıkan, çatık kaşları ile gence doğru yönelen bir hanım, ne olduğunu sorar. Genç, su isteyen adamı göstererek:

-Yok bir şey, amca bakkalı sordu. Zaten gidiyordu, diye cevap verir.

Adam, hiç konuşmadan binadan ayrılır.

Bir gün sonra aynı adam yine gelir. Yine bir bardak su ister. Bu sefer başka biri ile karşılaşır. O da, adama su vermez. Bu sırada dünkü genç gelir, adama ‘yine mi sen’ dercesine bakarak diğer elemana ‘bu adam dün de geldi’ der. Adam adeta kovulurcasına çıkarılır.

Adam dışarı çıkarken arabasından inen yönetici hanım, hızlı adımlarla binaya girerken kapıda karşılaşırlar. Sert bakışlar orada da devam eder. Adam, binanın bahçesine bakan bahçıvandan o hanımın genel müdür olduğunu öğrenir.

3’üncü gün, 4’üncü gün derken 5’inci gün adam binaya girdiğinde, adamı resmen dışarı çıkarırlar…

Aradan bir hafta geçer, aynı şirketin, lüks bir otelin toplantı salonunda düzenlediği, “Kurumsal Kimlik ve Toplumsal Bilinirlik” konulu konferans vardır. Salonda dar masalar okul sırası gibi dizilerek dinleyiciler için düzenlenmiş, masalarda şirketin logosunu taşıyan kalem, defter ve birer şişe su bulunmaktadır. Salon dolmuş, konferans için dünyaca ünlü bir uzmanın gelmesi beklenmektedir.

Konuşmacı gecikir… Şirketin genel müdürü; “Uzmanımız gecikeceğini bildirerek, bir video göndermiş. Şimdi onu izleyeceğiz” der ve videoyu çalıştırır. Sahnede firmanın logosu görününce uzmanın sesinden şu konuşma yapılır:

1- Kurumların kimlikleri insanların kimlikleri gibidir. İnsan psikolojisinin tüm öğeleri kurumlarda da vardır.

2- Kurumunuz soğuk, sessiz ve iletişime kapalı.

3- Toplumdan uzak, asosyal ya da içine kapanık.

4- Elemanlar, girişkenlikten uzak olduğuna göre sürekli baskı altında.

5- Üst düzey yöneticileriniz, en küçük işlere bile müdahale ettiğine göre, ekibe karşı güven yetersizliği var.

Video, seyirciler ve şirket çalışanları arasında soğuk duş etkisi yapmıştır!…

Yöneticilerden bazıları salonun ön tarafında öfke turları atmaktadır. O sırada aynı adam, aynı soluk paltosu ile koridorda görünür. Yavaş adımlarla salona girer. Salonda izleyicilerin ön kısmında bir uğuldama duyulur. Çalışanların neredeyse tümü su isteyen o adamı hatırlamaktadır. Yavaş adımlar ile kürsüye doğru yürür ve mikrofonu alarak şöyle der:

1- Küçük iyilikler, büyük iyilikleri doğurur.

2- Başarı en büyük iyilik halidir.

3- Büyük iyilikleri başarmak için en küçük iyilikleri bile ziyan etmemelisiniz.

* * *

Dinleyiciler arasında bir hareketlenme olur. Şirketin çalışanları konuşmacının masasına ellerindeki su şişelerini bırakırlar.

O sırada koridordan gürültüler gelmektedir. Biri kapıyı açtığında genel müdürlük yapan (çatık kaşlı) hanım sırtına aldığı koca bir damacanayı zorlanarak salona getirmeye çalışmaktadır…

İyilik, yerinde ve zamanında yapılırsa kötülük ölür!

Hep sevgi ile kalın…

KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu