Ser-Zevat Bu, Zerzevat Değil!
Mehmet Ali Esmer
Etraf, her türlü inanç ve doktrinlerin,
hümanist maskesi altına gizlenerek takiyeci-imajcı koloniler tarafından istila
edilmiş gözükmektedir. Esasen bu koloniler, bir bütünün içinden, Böl-Parçala-Yönet makasıyla kesilip,
biçimlendirilmiş ve asla yanındaki ile birleşmeyi kabul etmeyecek olan bir
yap-bozun parçalarıdır. Ayrıca, prensip icabı kendinden olmayan -kendileri
nasılsa!- her birey ve birimlere hileli davranmayı mubah sayarlar. Söz konusu
kolonilerin temel ilkesi, kendi içlerinde bulunan baş zat-ı muhteremine
kayıtsız, şartsız önce ruhen, sonra bedenen teslim olmaktır. Ha bu kölelik
esnasında eteğini tuttuğun zevatın sadakat sınavından geçersen, hele ki bir de
ser-zevatın (zerzevat değil yanlış anlamayın baş zevat!) yakınının yakınıysan,
hemen dünyevi ve uhrevi makamın yükseltilecektir. Aslında aday oldukları cehennem odunluğuna kılıf hazırlayıp
saklanmaya çalışan bu güruhu, aşağıda anlatacağımız örnekle izah etmeye
çalışalım.
Yaradılış icabı her ağacın içinde doğal
olarak ‘ağaç mantarı’ vardır. Bu mantarlar zamanla ağacın içinde kendiliğinden
larvaların oluşmasına neden olmaktadır. Larvalar mevcut mantardan aldıkları
gıda ile ağacın içini tümüyle boşaltacak olan kemirgen kurtlara dönüşecektir. Bir
gün ağaç koca gövdesi ile yere serilmiş kimin umurunda? Kemirmeye, semirmeye
devam… Son durak ölüm! Ama şimdilik bunu düşünmeye de gerek yok.
Haydi, şimdi bu noktada hep beraber durup bir
düşünelim…
Sizce
içinde bulundukları toplumların inançlarını, ağaç mantarına çeviren bu ucube
kolonilerin bireyleri, acaba verilen örnek içerisinde hangi konumda ve kimlikte
yerlerini almaktadır?...