Neden Türkiyeli Denmez!
Nijat Ayvaz
Tarihçi Prof. Dr İlber Ortaylı’yı severek
takip edenlerdenim.
Zaman zaman zihnimize tokat gibi açıklamaları
ile her dem dikkatimi çekmiştir.
Keskin zekâsı ile Türk tarihine farklı bir
pencereden baktığı aşikâr olan Ortaylı’nın geçen günlerde yaptığı bir tanımlama
vardı ki, sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim...
Prof. Dr. İlber Ortaylı diyor ki; “En az 50
kere söyledim odun kafalılara… Kendine has dili olanlara Millet denir. Sonu;
“…….li” veya “…….lı” ile bitenler soyu belirsizdir. Amerikalı, Kanadalı,
Pakistanlı, Perulu, Avustralyalı, Arjantinli, Şilili, Yeni Zelandalı, İsviçreli
diyebilirsiniz. Çünkü bunların kendine has dilleri yoktur. Alman’a Almanyalı,
Fransız’a Fransalı, İtalyan’a İtalyalı, İngiliz’e İngiltereli, Rus’a Rusyalı, Japon’a
Japonyalı diyemezsiniz. Aynı Türk’e Türkiyeli diyemeyeceğiniz gibi Allah’ın ö..zleri…”
Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya katılırsınız veya katılmazsınız,
ama ben paylaşayım dedim.
Tarih
tekerrür mü ediyor?
Emperyalizmin ağababalarının her dem bu
topraklarda gözü olmuştur.
Anadolu’nun Türklerin elinde olmasından
yüzyıllardır rahatsız olmuşlardır.
1915’te Çanakkale’den giremeyenler,
2013’te Güneydoğu’dan girmeye kalkışsalar da,
bu haçlı zihniyeti hiçbir zaman emeline ulaşamayacaktır.
İşgalci güçler, 1900’lü yılların başlarında
işi o kadar ileriye götürmüşlerdir ki;
1919’da Damat Ferit hükümetinin “Heyet-i
Nasiha”sı 7’şerli kollar halinde vilayet vilayet dolaşıp,
Halka İngiliz güçlerinin işgaline
direnmemelerini öğütlüyor, ahaliyi ikna etmeye çalışıyorlardı.
O dönemin bu ikna kollarının planları,
Atatürk’ün ortaya çıkmasıyla bozulmuştu.
Günümüzde “Akîl Adamlar” 7’şerli kollar
halinde bölgelere dağılacak ve
PKK barışına halkı ikna edeci rolü
üstlenecekler.
Kürt halkıyla Türk halkının aralarında bir
sorun mu var?
Görünen o ki, tarih tekerrürden ibarettir.
Bu coğrafyada değişen bir şey yok.
Sonucu ibretle izliyoruz.
“Selam”
Filmini izledim…
Tekirdağ Aktif Sanayiciler ve İşadamları
Derneği (TASİAD)’ın davetiyle izledim “Selam” filmini.
Nazik davetleri için teşekkür ederim.
Fethullah Gülen okullarının öğretim
kadrolarının çalışma şartları ve hangi paralarla ayakta durduğu üzerine
kurgulanmış olan film için izlenimlerimi paylaşmak isterim.
Filmi; konu itibariyle biraz dağınık,
oyunculuk açısından umulmayacak kadar amatör, yönetmen açısından ise konuya tam
hâkim olamayış ve kontrolsüzce dağınık buldum.
Daha profesyonel ellerde, “Kitlelere kendini
ve okulları” anlatış filmi daha çarpıcı çekilebilirdi.
Profesyonel hizmet alımı, bir “akîl
organizasyon” becerisidir.
O da bu filmde maalesef yok!
Nijat Ayvaz Köşe Yazıları
- “O Ses”Ten Aranan “O Ses” Çıkar Mı?
- “Avrobeskçi” Can Bonomo Ile Ne Alırız?
- Muck (Müzik Umutları, Cesaretleri Kanatlarıydı)
- Mimik Nakliyle Kahkaha Atmak
- Çanakkale'ye, Adım Adım Yürümek...
- Dış Politikada Yaşanan Akıl Tutulması Ve Suriye
- Kanserin Pençesindeki Türk Halkı
- Sarkozy Gitti, Darısı Merkel'in Başına
- Telafisi İmkânsız Zamanları Boşa Harcamak
- Alkış Sorumluluk Getirir
- Ozan'lar Okusun
- Mutlu Musun?
- Şaman
- 30 Ağustos'tan Bir Gün Önce Doğmak
- Merkez İlçe İsmine İtiraz
- Esat'a Reset Atamamak
- İlkelerin Olacak Arkadaş!
- Monokromatik Yalnızlık
- Adam Olacak Çocuk
- Gravdan Tarihçiler Devri
- Ekmek Kokusu
- İyi Çingeneler, Kötü Çingeneler
- Basın Kardeşliği Gerçekleşebilir Miymiş?
- Kemik Hırsızları
- Başarı, Sıradan Bir Ödüldür Aslında
- Rakı Tekirdağ'dır, Tekirdağ Da Rakı…
- Öfkelenin!
- Bebek Katili Apo'ya Nobel Barış Ödülü Yolu Açıldı
- Yaşananları Doğru Okumak!
- Anlat Kızım Marika
- Kastro İçin Neyi Bekliyoruz?
- And Olsun Ki…
- “Basına Yasaktır Gardaşım, Giremezsin!”
- Tesadüfen