Bir Koltuk Hikâyesi
Mehmet Ali Esmer
Bu güzel memleketimiz, koltuk dolu.
İçlerinde öyle koltuklar var ki; ya üzerine
oturan kişinin hafifliğinden dolayı o kişiyi yükseltir ya da üzerine oturanın
ağırlığından o kişiyi alçaltır. Zira o koltuk, ilgili kişiler için hizmet veya imaj koltuğudur. Ne yazık ki günümüzde oturduğu koltuğun
çökmesinden mütevellit, masanın tablasına yaslanmış burnu ile etrafa bakan
birçok imaj yüzsüzleri var. Bu tipler için koltuğun varoluş amacından evvel,
oturanın öncelikleri geliyor. Buraya oturmak için gerekli donanıma ve değerlere
sahip olma kaydı-şartı, artık ortadan kaldırılmış. Tabi ki sözümüz, imaj
koltuklarında oturanlara…
Peki, bu duruma göre ne lazım? Eee… daha
önceki bir yazımızda da bahsetmiştik. Yani imaj koltuğunu dağıtanlara önce
biat, sonra bir ‘’hamil-i yakın’’. İşin
formülü bu! Ondan sonrası kolay… Yeterli donanımın olmuş olmamış önemli değil.
Nasıl olsa oturacağı koltuktan uzanan bir kablonun ucundaki jakı arkadaş uygun
bir yere taktımı, kendisine o makam-ı şerife için lazım olan bütün bilgi,
beceri ve deneyim, jet hızıyla yükleniyor!... Eh ne de olsa oturulan koltuk
efsunlu…
Peki, ama bütün bunlara rağmen üzerinde
oturulan koltuk adamın ağırlığından hala çöküyorsa ne olacak?
İşte o zaman, yaşasın ‘imaj kriko’muz.
“Milli Benliğini Yitirmiş Uluslar, Başka
Milletlerin Avıdır.”
Mustafa Kemal Atatürk
“Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk, bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi imkanı olmayan zararlar verebilir.”
Mustafa Kemal Atatürk
“Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev;
hayattır.
Bir lokma ekmek için şerefini çiğnetmeye,
Bir anlık eğlence için servetini tüketmeye,
Bir zamanlık mevkii için el ayak öpmeye,
Günlük menfaatler için onurunu terk etmeye,
Bir kısım insanlara kızıp tüm insanlara
düşman olmaya,
Değmez bu hayat.”
Anonim