Gemiler Yandı, Geri Dönüş Yok!
Murat Sevgi
Türkiye en az, her dünya devleti kadar akıl
ve bilgi birikimine sahip. Birçok millet, Alman, İtalyan, Fransız ya da İngiliz
de, bizler gibi! Yani hepimizin bir diğerinden fazlası-eksiği yok. Ama iş
devletleri kıyaslamaya geldiğinde durum değişiyor. İşte bu farkı ortaya çıkaran
şey: TOPLUM YAPISI… Bunun dengesini koruyabilmek (yoksa kurabilmek) için;
toplumlar sürekli bir şekil değişimi sürecinin içinde. Çoğunlukla seyretmeyi tercih ettiğimiz bir
değişim yaşanıyor. Hızla yaşanan
değişimde çeşitli aşamalar geçiliyor:
Birincisi:
Konar, göçer basit bir kalabalıktan “tarım
toplumuna” geçerken, bozkırdan Anadolu’nun yeşil ovalarına uzanan
yolculuğumuzda devlet sistemini öğrendik. Selçuklu ve Osmanlı ile en iyisini
başardık.
İkincisi:
Dünya sanayi toplumuna geçerken bakıp
seyrettik. Bunun cezasını Osmanlı’nın son 150 yılı ile ödedik. (Hala ödüyoruz)
Üçüncüsü:
Yakın bir geçmişe kadar: “Dünya artık bilgi
toplumuna geçiyor. Yani bir daha geride kalıp seyretme lüksümüz yok.” diyorduk.
Yine her şey lafta kaldı, bakıp
seyrettik. Ve geldiğimiz nokta geri
dönülemez noktaya iyice yaklaştı.
Bilgi toplumu; asıl üçüncü aşama değil. Asıl üçüncü aşama: Akıl toplumu. Ama Bilgi toplumu denilen ara geçiş dönemi,
sürecin daha az acı vermesini sağlayacak bir tampon. İktisat, sosyal bilimler, hukuk, ekonomi ve
teknik bilimler bu tampon sürecin sonunda yepyeni bir şekle girecek.
İşte bu durumda (yani bu gün) karar
vereceklerin (siyasetçilerin ve bürokratların) doğru ve ivedi karar vermekten
başka çaresi yok. Millet bu kararlı tutumu seçtiklerinden, atadıklarından ve
görevlendirdiklerinden bekleme hakkına sahiptir.
Verecekleri karar bir milli mücadele
kararından başka bir şey de değil aslında.
Birinci dünya savaşı sonrası Türkiye’si kadar kötü durumdayız. İktisat,
sosyal bilimler, hukuk, ekonomi ve teknik bilimler ne varsa ithal! ‘Bizden’ diyebilecek hiç bir şey yok. Bir
Behçet Hastalığı icat etmişiz, bir de Oktay Sinanoğlu! Gerisi tıss!… (Birkaç
tane daha ekleyip bu tespitimi çürütmeye niyet edenler çıkacaktır. Ama buna muhalefet edebilmek için binlerce
örnek getirmeniz gerekir. Yoksa hiç
niyetlenmeyin.) Bunu düzeltmek için yapabileceklerimiz öyle net ve kesin bir
halde ortada duruyor ki!
Mevcut durumu görmemek için siyasetçi bile
olmak yetmez. Yani ‘ben konuya siyasal
bakıyorum’ diyen, başta kendine ihanet eder ve alır yürür…
Mustafa Kemal Atatürk'ün 1927 de o günün
raporunu vermek için dile getirdiği bir konuşma metni var. Biz buna; ‘Büyük Nutuk’ diyoruz. İşte bu NUTUK; 1919 Mayısından o güne kadar
yapılanların bir güncesi... Atatürk bu belgenin son sayfasında: Yarın için,
muhtemel senaryo çiziyor ve maddeler halinde ülkenin, devletin, milletin ve
diğer ulusların durumunu tasvir ediyor.
Durumu anlatmakla kalmıyor...
Son sayfanın son paragrafında bir de çözüm
yolu gösteriyor!
Kehanet filan değil.
Tam da BUGÜN OLAN profili ortaya koyuyor...
Yıllardan 1927, aylardan Mayıs.
TAM, 86 yıl önce! 86 diyorum. Gerçekten 86 yıl geçmiş üstünden.
Şimdileri anlatıyor...
Merak edenler açıp okusun. Atatürk'ün NUTUK
diye adlandırdığı sonrasında SÖYLEV kelimesini ile adı ‘Türkçeleştirilen’, o
eserinin son sayfasında... Biz o son sayfaya diğer sayfalardan ayrı bir öneme
sahip olduğunu ispatlayan bir de isim vermişiz... Açın okuyun.
Tekrar söylemek lazımsa: O son sayfaya
bizler:
“ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ” diyoruz. (Alın size eylem planı!)
Ama sadece okullarda duvarlarda asılmak için
değil o metinler...
Okumak, anlamak, çözümlemek ve gereklerini
yerine getirmek için.
Hep sevgi ile kalın…
Murat Sevgi Köşe Yazıları
- Endüstriyel D'evrim
- Göç'en İnsan' Halimiz
- Astronot Da Olur Musun?
- Bir Din Olarak Paraperestlik
- Tarımsal Strateji
- Gdo (Gündemi Değiştirme Operasyonu)
- Kültür, ‘Üretmek' Demektir!
- Ke[N]Dimi Arıyorum: ‘Meşgul'müşüm!
- Vatanın Kalbinin Attığı Yer
- Çorlulular, Kürecik'i İyi Bilir
- Egemenlikten Kurtuluyoruz
- Ekoloji Mi, Ekonomi Mi?
- Neyi Bekliyoruz?!
- Eşelon Ve Promis
- Öküzü Kim Çaldı?!
- Teknoloji Çağının Efsaneleri
- Öyle Veliye, Böyle Öğrenci!
- Nükleer Kobay
- Enerji Sorunları Ve Büyük İhanet
- Kahraman Ordumuza
- Enerji Verimliliği Semineri
- Kumdan Kale
- Kumdan Kale-2
- Facia Senaryosu
- Balık Kafası!
- Sosa Bulanmış Çöplük
- Uyutulan Toplum...
- Hayat Dersleri
- Bu Hale Nasıl Geldik?
- Genetiği Değiştirilmiş Olaylar
- 31 Mart Ayaklanması-1
- 31 Mart Ayaklanması-2
- Yakarak Enerji Üretmek “Yenilenebilir” Mi?
- Ateşle Oynuyorlar!
- Elektromanyetik
- Çakallar Sofraya En Son Oturur
- Yönetecek Bir Şey Kalmadı Ki!
- Popüler Kültür
- Her Yıl Aynı Terane
- Kurban Toplumu!
- Sokak Kültürü
- Namuslu / Namussuz
- Kent Ve Sanayi
- Sevgiler Günü'nde Tektaş Alın!
- Baz İstasyonu!