Atıf Mutlu - Bize Her Gün Bayram

Atıf Mutlu

Bize Her Gün Bayram

Atıf Mutlu

-Yine bayram geldi. Çoluk çocuk gelecek, onlara harçlık vermek lazım! Tatlı, şeker almak lazım, biraz da yeni kıyafet… Nasıl çıkacağız bu hesabın içinden?

-Hasan Dayı, yine hesap tutmadı mı?

-Nasıl tutsun be kalemşör? Emekli maaşı bin lira. Kira 600, elektrik, su, mutfak masrafı da yüklenince harcama oluyor bin 300 lira. O ay kazayla ikimiz de hastaneye gidip aspirin bile yazdırsak, 55’er liradan etti mi 110 lira daha. Toplamda bin 400 lira.

-Eee… 400 lirayı nereden buluyorsun her ay?

-Kızım sağ olsun, fabrikada çalışıyor. Şimdilik bekâr da aldığının yarısıyla eve katkıda bulunuyor.

-Ama ülkenin ekonomisi çok iyi? (!)

-Dalga geçme ya… Bu nasıl iyi ekonomi ki bizim eve uğramıyor!

-Bir tek senin eve değil Hasan Dayı! Açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında yaşamaya çalışan 3,5 milyon memur ve işçinin evine de uğramıyor.

-Eskiden paranın bir bereketi vardı. Zengin değildik ama çok şükür muhtaç da değildik. Şimdi hep başkalarına muhtacız. Açlık ve sefaletle terbiye edilir olduk.

-Kolay değil tabi “müreffeh” bir ülkenin fakir ya da açlık sınırında vatandaşı olmak.

-Bu iktidardakiler merak etmezler mi bizim bu “iyi ekonomi” de nasıl yaşadığımızı?

-Etmez olurlar mı Hasan Dayı. Tespit etmişler; 4 kişilik bir ailenin Temmuz 2013 ayı açlık sınırı bin 12 lira, yoksulluk sınırı 3 bin 296 lira olmuş. Siz iki kişi olduğunuza göre; açlıktan ölmemek için 506 lira, ev kirası, elektrik, su ve diğer ihtiyaçlarınızı görmek için bin 648 liralık bir gelire sahip olmanız gerekiyor.

-Nasıl oluyor yani? Asgari ücret zamla beraber 803 lira, en düşük memur maaşı çocuk ve eş zammıyla beraber 2 bin 36 lira. Bu hesapları yapanların birbirinden haberleri yok mu?

-Olmaz olur mu Hasan Dayı. İktidardakiler, senin gibi soranlara şu fıkrayı anlatıyormuş:

İngiliz, Fransız ve Türk maliyecileri toplanmışlar.

İngiliz demiş ki: “Bizim ülkede yoksulluk sınırı bin sterlindir. Biz memurlarımıza bin 500 sterlin veriyoruz. 500 sterlini ne yapıyorlar bilmiyoruz.”

Fransız demiş ki: “Bizim ülkede yoksulluk sınırı bin 500 eurodur. Biz memurlarımıza 2 bin euro veriyoruz. 500 euroyu ne yapıyorlar bilmiyoruz.”

Sıra Türk’ e gelmiş. Türk demiş ki: “Bizim ülkemizde yoksulluk sınırı 3 bin lira. Biz memurlarımıza 2 bin lira, işçilerimize ise 800 lira veriyoruz. Geri kalanını nereden buluyorlar bilmiyoruz.”

Bu hesabı bilen bir muktedir varsa ve açıklamadan utanmazsa açıklasın da, şu ekonominin iyiliğini biz de görelim.

Altın madalyayı hak eden geçim cambazı hemşehrilerim. Hepinize iyi bayramlar…

KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu