Elif Soyseven - Yanık Kokusu

Elif Soyseven

Yanık Kokusu

Elif Soyseven

“Düşsel planda kadın son derece önemlidir; gerçek yaşamda ise tümüyle önemsiz. Şiiri bir baştan öbür başa kaplar; tarihte hiç görülmez. Kurmaca yazında kralların, fatihlerin yaşamlarına hükmeder; gerçek yaşamda ailesinin parmağına bir yüzük geçirdiği herhangi bir oğlanın kölesidir. Kurmaca yazında en esin dolu sözler, en derin düşünceler onun dudaklarından dökülür; günlük yaşamda hemen hemen hiç okuyup yazamaz ve kocasının malıdır.”

Bu sözler bugüne değil 20’inci yüzyılın en önemli kadın yazarlarından Virgina Woolf’a ait. Aradan yıllar hatta yüzyıllar geçse de kadının sosyal hayattaki yeri değişmiyor anlaşılan. 19’uncu yüzyılın önemli yazarlarından George Eliot ve George Sand, yazar olarak kabul edilebilmek için erkek isimlerinin arkasına saklanmak zorunda kalmış kadınlardı. Aradan yüzyıllar geçse de kadının sosyal hayattaki yeri, erkeklerin onlara bahşettiğinden öteye gitmiyor. İki bilezik, 3 koyun, 20 kilo yapağı… Üstelik fahişe, kaltak, kaşık düşmanı gibi yaftalar da bizzat erkekler tarafından kadınlara verilmiş sıfatlardan bazıları değil mi? Kadın olmanın zorluğu üzerine her dönem kafa yormuş kişilere şapka çıkartıyorum. Çünkü 21’inci yüzyılın orta yerinde bile bir erkek tarafından taciz edilmeden sokakta yürümek, mobbinge maruz kalmadan terfi almak, hayatın her alanında bir erkekten 4 kat daha fazla çabalayıp, onlardan daha az görünür olmak kolay değil. Bugün bir kadın olarak hala sokakta ürkerek yürüyorsanız, bunun sorumlusu kuşkusuz bizler değiliz. Her geçen gün büyük bir panoptikon haline gelen toplumda; bir gün kıyafetinize, bir gün içtiğinize, bir gün doğurduğunuza, bir gün doğuracağınıza, bir gün dekoltenize laf ederler. Kraldan çok kralcı geçinen patronların, kocaların, babaların, siyasilerin gazabına uğrarsınız, ortaçağ uzakta değildir yanı başımızdadır ve erkekler tarafından cadı ilan edilen kadının yanık et kokusu hala her yana yayılmaktadır…

Elif’in Notlarından:

*İstanbul, sonbahar etkinlikleri için tam bir cennet kıvamında bugünlerde. Önümüzdeki 10 günlük bayram tatilini de eklediğimiz zaman, keyifli sanat günlerini kucaklayabilirsiniz. Bu etkinliklerden ilki, dünyaca ünlü heykeltıraş Anish Kapoor’un Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki sergisi. Kapoor’un ilk kez sanatseverlerle buluşan heykellerinin de içinde bulunduğu sergiyi görmenizi tavsiye ederim. 9 tır ve 4 vinç yardımıyla müzeye taşınan devasa eserler, modern sanatın en çarpıcı örneklerini oluşturuyor. Sergi 5 Ocak 2014’e kadar açık kalacak.

*13’üncü İstanbul Bienali, kapılarını açtı. Bu yıl şair Lale Müdür’ün “Anne ben barbar mıyım?” adlı şiirinden yola çıkarak sanatseverlerle buluşan Bienal, ayrıca ücretsiz gezilebilecek. Bienalin sergi alanları ise 3 Nolu Antrepo, Galata Rum Özel İlköğretim Okulu, Arter, Salt Beyoğlu ve 5533. Bienal, 20 Ekim 2013’de sona erecek.

*Vanity Fair dergisinin efsane fotoğrafçısı Annie Lebowitz’in hayat hikâyesini anlatan “Objektiften Yansıyan Bir Yaşam-Life Through a Lens” isimli filmi çok sevdim. Sanatçının başarı basamaklarını tırmanışı, Rolling Stones dergisine girişi, John Lennon’un öldürülüşünden 6 saat önce çektiği fotoğrafın hikâyesi, Susan Sontag ile ilişkileri o döneme tanık olanların ağzından anlatılıyor, güzel bir belgesel tavsiye derim.

*Kısa bir süre önce aramızdan ayrılan yazar Leyla Erbil’in şair Ahmet Arif’le arasındaki mektuplar, “Leylim Ley” adıyla kitaplaştırıldı. Bir aşktan geriye kalan en naif duyguları yeniden hissedebilmek için, enfes bir kitap.

Herkese keyifli, sevgi dolu, huzurlu, mutlu, sağlıklı güzel bayramlar dilerim.

…İnsan yaşadığı yere benzer, o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer, suyunda yüzen balığa,, toprağını iten çiçeğe, dağlarının tepelerinin dumanlı eğimine…

Edip Cansever  (Mendilimde Kan Sesleri şiirinden)

KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu