300 Spartalı
Tuğberk Erdem
Toplum olarak, bir araya gelerek meydanlara
inme ve sosyal olaylara birlikte tepki gösterme konusunda sınıfta kalmaktan
bıkmadık. Ya hiç sesimizi çıkarmıyoruz ya da sesimiz, beklenen şiddetin çok
altında kalıyor.
Herkesin yapılmasını merakla beklediği,
“Angus Kokusu İstemiyoruz” konulu imza kampanyası ve basın açıklaması gerçekleştirildi.
Havanın soğuk olmasına aldırmayan yaklaşık 300 kişilik grup -ben kendilerine
300 Spartalı diyorum artık-, Belediye binasının önünde bir araya geldi. CHP
Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, MHP Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen,
Çorlu Belediye Başkanı Ünal Baysan, CHP Çorlu İlçe Örgütü Başkanı Adnan Kum, Prof.
Dr. Halim Orta, Prof. Dr. Tamer Dodurka, 12 Haziran Genel Seçimleri’nde CHP
Tekirdağ Milletvekili Adayı olan Gülferah Güral, yine CHP’den Milletvekili Aday
Adayı olan İskender Coşkun ve Devlet Tiyatroları Sanatçısı Orhan Kurtuldu, Türk
Kızılayı Çorlu Şube Başkanı Selime Dodurka, Çorlu Küçük Esnaf ve Sanatkârlar
Odası Başkanı Feyzullah Aktepe, Çorlu Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Atıf
Mutlu, Çorlu Kent Konseyi Başkanı Ramadan Cesur ve Kent Konseyi Üyeleri, İl
Genel Meclisi Üyeleri, Çorlu Belediye Meclisi Üyeleri ve şu anda ismi aklıma
gelmeyen onlarca kişi, kışın ortasında bile hayatı olumsuz yönde etkileyen
Angus kokusuna karşı seslerini yükselttiler. Oldukça nitelikli ama nicelik
olarak yetersiz bir grup. Çorlu’nun 250 bin civarında nüfusu olduğu
düşünülürse, her on bin kişiden 12 kişinin katıldığı bir organizasyon. İyi de,
geri kalan 9 bin 988 kişi nerede? Veya kim bu 9 bin 988 kişi? Bu rezalet
kokunun hiç mi farkında değiller? Ya da haklı oldukları bir hususta,
kendilerini ifade etmekten bile yoksunlar mı? Neyse…
Tamer
Dodurka, konuş(a)madı
300 Spartalı’nın katıldığı organizasyonun
açılış konuşmasını, Çorlu Kent Konseyi Başkanı Ramadan Cesur yaptı. Ramadan
Cesur’un ardından CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü ve MHP Tekirdağ
Milletvekili Bülent Belen konuştu.
300 Spartalı, Prof. Dr. Tamer Dodurka’nın
konuşmasını sabırsızlıkla beklerken, o da ne? Dodurka konuş(a)madı, daha
doğrusu konuşturulmadı! Son anda bir şeyler oldu ve kürsü dışı kaldı. Oldu mu
peki? Bana sorarsanız olmadı! Karatepe’ye yapılması planlanan katı atık arıtma
tesisine ilişkin detayları kamuoyu ile paylaşan kimdi? Prof. Dr. Tamer Dodurka.
Sürekli olarak işletme kapasitesinin fazlalığından bahsederek konuya dikkat
çeken kimdi? Prof. Dr. Tamer Dodurka. Konuya ilişkin olarak, Çorlu Ticaret ve
Sanayi Odası’nın Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısının
yönlendiricisi kimdi? Prof. Dr. Tamer Dodurka. Şu sıralar Çorlu’yu esir alan
kokuya ilişkin ilk ‘suç duyurusunu’ kim yaptı? Prof. Dr. Tamer Dodurka.
Cumartesi günü düzenlenen organizasyonda, kürsüde konuşturulmayan kimdi? Prof.
Dr. Tamer Dodurka. Ne gereği var canım… Çorlu için bu kadar mücadele eden,
çevresel bir kirlenme söz konusu olduğunda safların en önünde yürüyen birinin
konuşmasına ne gerek var? Hem zaten ne anlatacak ki!... Konuşmaların ardından
300 Spartalı, sessiz sedasız alandan ayrıldı.
Yeterince
duyurulmamış!
Esas gürültü, sanal âlemde koptu. Haberciler,
toplantının detaylarını son dakika gelişmesi olarak verebilmek için adeta
birbirleriyle yarıştı. İlk fotoğraf kareleri ve ilk görüntüler internet
ortamına düşünce, zaman zaman alevlenen tartışmaların fitili de ateşlenmiş
oldu. Hele hele birkaç tartışma, beni bile çileden çıkardı. Gruba üye
kişilerden biri, yapılacak olan organizasyondan haberi olmadığını ve ‘yerel
basında yeterince yer almadığını’ dile getiriyor. Bununla birlikte ‘çeşitli
reklam enstrümanları kullanılarak, daha çok katılımcının Cumhuriyet Meydanı’nda
toplanması sağlanabilirdi’ diyor. ‘Tanıtımın iyi olmadığı’ndan söz ediyor.
Diyor da diyor… El insaf ya! Bir hafta boyunca Çorlu’da, neredeyse başka konu
konuşulmadı. Basın’da, defalarca konuyla ilgili haberler çıktı. İnternet
ortamında ve paylaşım sitelerinde, organizasyonla ilgili davet kartları
paylaşıldı. İmza kampanyası için yüzlerce kişi, Belediye’nin alt katında tahsis
edilen masanın önünde kuyruk oldu. Hayır, bu kadar kişinin haberi bir şekilde
oluyor da, bu zati muhteremin nasıl haberi olmuyor anlamıyorum! Üstelik öyle
kenarda-köşede oturacak bir tip de değil…
Bu arada bir yandan ofisimde köşe yazımı
hazırlıyorum, bir yandan da çalan radyoya kulak kabartıyorum. Çok sevdiğim bir
parça yayınlanıyor şu anda: “Palavra palavra palavra, palavra palavra palavra…”
Çalışan
Gazeteciler Gününüz Kutlu Olsun
Yarın, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü… Yani
bizim günümüz… Havanın yağmuruna-karına aldırmadan haber peşinde koşan, ‘haber,
baskıya bir an önce yetişsin’ diyerek sevdiklerini sıkça ihmal eden, yaşanan
olumsuz şartlara rağmen ayakta kalmayı becerebilen tüm meslektaşlarımın 10 Ocak
Çalışan Gazeteciler Günü’nü, en içten dileklerimle kutlarım.
Okumak bir meziyet, anlamak ise erdemdir…