Geçen yıl, dost ve kardeş ülke Azerbaycan’ın Eurovision’daki başarısı, tüm dünyayı ve bizi şaşkına çevirdi. Gururlandık…

Avrupalıların eğlence gözüyle baktığı bu yarışma, Türk’ün Avrupa’da rüştünü ispat için uzun yıllar kendini hırpaladığı bir şarkı yarışması oldu. Evet, sanat adına 1970’li yılların ortasından itibaren her yıl tekrar eden milli bir olaydı Eurovision. Bestecilerimiz harıl harıl bu yarışmaya hazırlanırlar, Türkiye’nin en popüler söz yazarları ile çalışılır, şarkıcılar TRT’de ahbap çavuş ilişkisine göre belirlenirdi. Ama gene de günün popüler isimleri ile Eurovision’da yer almak, millet olarak aşağılık kompleksimizi bir nebze dindirirdi.

Gün geçti, Özallı günlerle birlikte Avrupa kapıları biz Türklere ardına kadar açıldı. (AB olarak değil...) Ve biz Avrupalı’nın müziğini, kıyafetini, yiyeceklerini hatta davranış kalıplarını aldık. Bize ait olmayan ne varsa doğulu ve bir o kadar da melankolik halimizin üzerine oturttuk.

Hadi biz Arabeskçi gençliktik… Şimdilerde ortaya ne mi çıktı; AVROBESKÇİ bir yeni nesil.

Ve o nesli baz alan TRT, Türkiye adına bu yıl ki Eurovizyon’a Can Bonomo’yu gönderiyor.

Sürpriiiz...

Sürpriz ki ne sürpriz…

TRT’de, Eurovizyon şarkı yarışması ile alakalı bir algı bunaması var. Değişimi bir türlü göremiyor...

Dünya müziğine Celine Dion gibi eşsiz bir sesi kazandıran yarışmanın ne için yapıldığı gerçeğini hala anlayamadılar.

Eurovision, dünya çapında ses getirmek ve ülkeni tanıtmak için önemli bir yarışma.

Başarılıyı daha başarılı, başarısız olanıysa tarihin ve müziğin çöplüğüne gömen bir yarışma.

Amatör bazda çalışan şarkıcılar için bulunmaz bir fırsat.

Yarışmanın birincisi, TV seyircisinin SMS’leri ile seçiliyor.

Türk seyircisinin hangi yaş aralığı bu tür yarışmalara SMS ile oy verir?

Biz Türklere göre elbette ergen yaştaki izleyici...

Yetişkinler ayda ödediği onlarca faturaya ek telefon faturasını ödeyemezken,

Yarışmalarda mesajla oylamalara para mı yetişir?

Al şimdi de Eurovizyon için SMS isteyecekler bizden…

Elbette bir dolu işe yaramaz TV programlarında, birilerini oylamaya SMS harcayacağız.

Bu sefer SMS’ler, Can Bonomo’ya…

Can Bonomo kim mi?

Bu yıl bizi Eurovision Şarkı Yarışması’nda temsil edecek olan “Meczup” adlı albümün sahibi şarkıcı.

Şimdilerde yayın organlarında Bonomo’nun aldığı ödüllerden söz ediliyor sürekli.

Fakat adamın sesiyle aldığı bir ödül söz konusu değil!

Ödüller, sadece en iyi çıkış yapan şarkıcı dalında alınmış.

Elbette iyi çıkış yapar…

Ergen dünyası Can Bonomo’yu sesi ve müziği ile değil, “Baby Face” tipiyle hayatına alıp algılıyor.

TRT bir şeyi ıskalıyor! Bonomo -bırakın bir şarkıyı baştan sona doğru okumayı-, bir mezürü doğru notada okuyabilse alnından öpeceğim.

“İstanbul müziği yapıyorum” demekle, İstanbul’un müziğini yapıyor olmuyorsunuz.

Can Bonomo, eğlendirici kapsamda değerlendirilebilecek biri...

Olağanüstü bir durum yok yani...

Şaşılacak durum TRT’nin, ergenlerden SMS oyları beklediği acizliğinin ortaya çıkması gerçeğidir.

O nedenle de Can Bonomo’yu, Bakü’de yapılacak yarışmaya gönderecek.

Kendi adıma başarılar diliyorum.

Yarışmanın sonucu ne mi olacak diye sormayın bana...

Can Bonomo ilk üçe girer...

Girer...

Nasıl mı girer?

Hep beraber o gece TV karşısında elimizi havaya kaldırır, işaret ve orta parmağımızın arasına başka bir parmağımızı davet ederiz...

3’üncü oluruz...