Atıf Mutlu - Hangi Darbe? Hangi Darbeci?

Atıf Mutlu

Hangi Darbe? Hangi Darbeci?

Atıf Mutlu

1980 darbecileri iktidarı tekrar sivillere devrederken, güvenmedikleri hukuktan kaçmak için Anayasa’ya geçici 15’nci maddeyi ekleyerek yargılanmaktan kurtuldular. Şimdi devir değişti ve darbeciler yargılanmaya başlandı. Daha doğrusu, “Yargılama Oyunu” başladı.

Peki, bunlar hangi ortamda darbe yapmıştı?

*Siyasetin, 115 turda Cumhurbaşkanı seçemediği,

*MİT’in, Başbakan’a, Genelkurmay ve Emniyet istihbaratlarının Hükümet’e bilgi vermediği,

*Siyasetçilerin, birbirlerinin kuyusunu kazdığı,

*Her gün, 30-35 kişinin öldürüldüğü,

*Alevi-Sünni gerginliğinin, katliama dönüştüğü,

*Kurtarılmış bölgelerde halk mahkemelerinin kurulduğu, İzmir dahil 18 ilde sıkıyönetimin ilan edildiği,

*Halkın, “Yeter artık! Şu anarşi bitsin” dediği,

*Köşe yazarlarının, siyasetçilerin ve akademisyenlerin, “Darbe! Darbe!” diye bağırdıkları bir Türkiye...

Gidişatı değiştirebilecek tek güç olan Türk Silahlı Kuvvetleri de gücünü kullandı ve devlet otoritesini yeniden tesis ettikten sonra Anayasa yaptı. Referanduma götürdü ve halkın yüzde 95’i “Evet” dedi. O halk, şu anki iktidarı seçenlerin baba ve anneleriydi. Yani yüzde 95, o ortamı yaşamış halkın iradesiydi.

Yıl 2050, bir mahkeme salonu…

İddia Makamı, iddianameyi okuyor:

-Sayın Mahkeme Heyeti! Sanık sandalyesinde oturmakta olan devr-i sabık’ın sorumluları olan siyasetçiler, iktidarda kaldıkları süre içerisinde:

*Katıldıkları ilk genel seçimlerden kısa bir süre önce kurdukları partinin örgütlenmesi ve genel seçimlere hazırlanması için ihtiyaç duyulan büyük parayı nereden bulduğunu açıklayamamışlardır.

*İktidara gelir gelmez, dikensiz gül bahçesi yaratmak için odacılara kadar kadrolaşmışlardır.

*Ülkeyi önce “Bizden-Bizden olmayan” diye, sonra “Türk-Kürt” diye, o da yetmeyince “Alevi-Sünni” diye ikiye bölmüşlerdir.

*Ortaya attıkları senaryo ile ortak özelliği; aklı çalışan, analitik düşünebilen ve dış mihrakların karşıtı olan birçok gazeteci, işadamı, yazar, sanatçı ve askeri kodese tıkmışlardır.

*Terörle mücadele eden uzman kadroyu, bertaraf etmişlerdir.

*Herkesi dinleyip fişleyerek, korku imparatorluğu tesis etmişlerdir.

*Yapacakları her türlü yolsuzluğu kapatmak için kanunlar çıkarmışlardır.

*Allah’a inanıyor gibi görünüp din tüccarlığı yapmışlar, ama asla güvenmemişlerdir.

*Yardım derneği adı altında kurulan oluşumlar ve benzeri örgütlerle, finans kaynağı oluşturmuşlardır.

*Eğitim sistemi ile oynayarak, ülkenin gelecek 100 yılını karmaşaya itmişlerdir.

*Dönemlerinde; kadına yönelik şiddet, tecavüz ve hapishanelerde işkence vakaları had safhaya ulaşmıştır.

*Kendilerine muhalif olan belediyeleri ele geçirmek için baskı, yalan ihbar ve uydurma suç isnadı dâhil her türlü hileye başvurmuşlardır.

*“Milli Güvenlik” derslerini kaldırıp, “Molla Güvenliği” derslerini koymuşlardır.

*Başörtüsü, türban gibi planlı tartışmalarla halkı birbirine düşürmüşlerdir.

*Kendi yarattıkları adalete bile güvenmedikleri için dokunulmazlıkları kaldırmamışlardır.

*Atadıkları Başkan bile baskıya dayanamayıp, “Siyaset, yargıyı kuşatmamalı” diye beyanda bulunmuştur.

*Masum vatandaşları diri diri yakan yandaşlarını cezadan kurtarmak için olağanüstü gayret göstermişlerdir.

*Basını; tehdit, baskı ve vergi cezaları ile susturmuşlardır.

*Kendilerini protesto eden öğrencileri terörist, seçimlerde “Hayır” diyen ilçeyi anarşist, belediyesini alamadıkları kenti gâvur ilan etmişlerdir.

*Ülkenin stratejik kurumlarını, yabancılara satmışlardır.

*Destekçilerinden birini Maliye Bakanı yapmışlar ama o, “Mal ye” Bakanı olmuştur.

*Dış ülkelerden birinin vatandaşını danışman yapmışlar, o da durmadan vatandaşı olduğu ülkeye danışmıştır.

*Yalnızca sayısal üstünlüklerine bakarak muhalif düşünceyi hiçe saymışlar ve her konuda kendileri çalıp, kendileri oynamışlardır.

Sayın Mahkeme:

Aydınlıktan korkan sanıkların; ömür boyu ve 24 saat aydınlatılacak cam piramitlere hapsedilmelerini, Türkiye Cumhuriyeti adına talep ederim.

Söz, savunmanın…

-Sanıklar! Savcının iddianamesini dinlediniz. Diyeceğiniz var mı?

-Sayın Mahkeme Heyeti! Evet, söylenenlerin hepsini yaptık. Eksiği var, fazlası yok. Ama niye yaptık? Çünkü bizler yıllar önce bu maksatla görevlendirilmiştik. İnce eleyip, sık dokuduk. 40 yılda iktidara geldik. Bu sürede halkın yüzde 50’sini razı etmiştik zaten. Bunlar, diğer yüzde 50’nin ellerini ve bacaklarını tuttular.

-Eee…

-Biz anne baba sevgisi görmeden, baskı altında büyümüş, çocukluğumuzu yaşayamamıştık, asosyaldik. Yıllardan beri öyle bilenmiş ve kinlenmiştik ki hazır elleri ayakları tutulmuşken önümüze yatırılan halkın yüzde 50’sini görünce dayanamadık ve…

-Ama sonra, size oy verenlere de aynısını yapmışsınız?

-Gözümüz dönmüş, zafer sarhoşu olmuştuk Hakim Bey… Ne de olsa yılların kinini taşıyorduk. Ne yapsak, kimse ses çıkarmıyordu. Nitekim buna da ses çıkaran olmadı.

Karar:

1982 yılında, halkın yüzde 95’inin “Evet” oyuyla kabul edilen Anayasa’yı sivil darbe yaparak değiştirme ve halkı aldatma suçlarından, 1980 darbecileri ile aynı cezaya çarptırılmalarına ve yaşadıkları sürece sürekli ‘aydınlıkta’ kalmalarına, oybirliği ile karar verilmiştir.

KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu