Gündem Dışı
Elif Soyseven
Biliyorum, gündem çok yoğun; Suriye ile
patlak veren kriz, tutuklamalar, ard arda gelen depremler, durduk yerde ortaya
atılan kürtaj meselesi, hepimizi bunaltan yaz sıcakları… Üstelik aklımızda
tatil planları varken! Bu hafta, hepimizi bunaltan gündem maddeleri dışında bir
şeyler yazmak istedim. Hızla birbirimize yabancılaştığımız, birbirimizi adeta
düşman gibi algıladığımız bir dünyaya doğru evrilirken, ünlü bir hikâyeyi
sizlerle paylaşmak istedim.
Bir gün bir felsefe profesörü, elinde birkaç kutuyla
derse gelir. Ders başladığında, hiçbir şey söylemeden, önüne büyükçe bir
mayonez kavanozunu alır ve ağzına kadar tenis topları ile doldurur. Ve
öğrencilere, ‘kavanozun dolup dolmadığını’ sorar. Öğrenciler, ittifakla
kavanozun dolduğunu ifade ederler. Bu sefer profesör önündeki kutulardan bir
tanesinden aldığı çakıl taşlarını, çalkalayarak kavanoza döker, böylece çakıl
taşları kayarak, tenis toplarının aralarındaki boşlukları doldurur. Ve
öğrencilere tekrar kavanozun dolup dolmadığını sorar, onlar da “Evet, doldu”
derler. Profesör bu defa masanın üzerindeki diğer kutuyu eline alır ve içindeki
kumu yavaşça kavanoza döker. Tabii ki kumlar da çakıl taşlarının aralarındaki
boşlukları doldurur. Ve tekrar öğrencilere kavanozun dolup dolmadığını sorar.
Öğrenciler de koro halinde “Evet” derler. Bu sefer profesör masanın altında
hazır bekleyen 2 fincan kahveyi alır ve kavanoza boşaltır. Kahve de kumların
arasında kalan boşlukları doldurur. Öğrenciler gülerler! Profesör, öğrencilerin
gülüşünü “Evet” diyerek destekler ve “Ben bu kavanozun sizin hayatınızı
simgelediğini ifade etmeye çalıştım” der ve açıklamalarına devam eder:
“Şöyle ki; bu tenis topları hayatınızdaki
önemli şeylerdir; aileniz, çocuklarınız, sağlığınız, arkadaşlarınız ve sizin
için önemli olan şeylerdir. Diğer şeyleri kaybetseniz de, bu önemli şeyler
kalır ve hayatınızı doldurur. O çakıl taşları ise daha az önemli olan diğer
şeylerdir; işiniz, eviniz, arabanız vs… Kum ise diğer ufak tefek şeylerdir. Şayet
kavanoza önce kum doldurursanız, çakıl taşlarına ve özellikle de tenis
toplarına (yeterli) yer kalmaz. Aynı şey hayatımız için de geçerlidir.
Vaktinizi ve enerjinizi ufak tefek şeylere harcar, israf ederseniz, önemli
şeyler için vakit kalmayacaktır. Dikkatinizi, mutluluğunuz için önem arz eden
şeylere çevirin. Çocuklarınızla oynayın, sağlığınıza dikkat edin. Eşinizle
yemeğe çıkın. Evinizin ihtiyaçlarını karşılayın. Öncelikle tenis toplarını
kavanoza yerleştirin. Öncelikleri, sıralamayı iyi bilin. Gerisi hep kumdur.”
Bu ara bir öğrenci sorar; “Peki, o iki fincan
kahve nedir?”. Profesör gülerek; “Bu soruyu bekliyordum, hayatınız ne kadar
dolu olursa olsun, her zaman dostlarınız ve sevdiklerinizle bir fincan kahve
içecek kadar yer vardır.”
Hayat; seni kaç kişinin aradığı, kiminle
çıktığın, çıkıyor olduğun veya çıkacağın demek değildir. Kimi öptüğün, hangi
sporu yaptığın, kimlerin seni sevdiği de değildir. Hayat; ayakkabıların, saçın,
derinin rengi de değildir. Nerede yaşadığın veya hangi okula gittiğin de
değildir. Aslında hayat, notlar, para, giysiler, girmeyi başardığın ya da
başaramadığın okullar da değildir. Hayat; kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir.
Kendin için neler hissettiğindir. Güven, mutluluk, şefkattir. Arkadaşlarına
destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır. Hayat; kıskançlığı yenmek,
önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir. Ne dediğin ve ne demek
istediğindir. İnsanların sahip olduklarını değil, kendilerini olduğu gibi
görmektir. Her şeyden önemlisi hayatı, başkalarının hayatını olumlu yönde
etkilemek için kullanmayı seçmektir. İnsanların en acizi dost edinemeyen, ondan
daha acizi ise dost kaybedendir.
Tarihi
Kırkpınar Güreşleri başlıyor!
Bu yıl 651’incisi yapılacak olan tarihi
Kırkpınar Güreşleri, 2-8 Temmuz tarihleri arasında Edirne Sarayiçi’nde
başlıyor. Bulunduğumuz coğrafyanın en önemli etkinliklerinden biri olan
Kırkpınar Güreşleri’nin tarihçesini hiç merak ettiniz mi?
İşte size bu tarihi güreşlerin kısa bir tarihçesi:
1346 yılında Orhan Gazi'nin Rumeli'yi ele
geçirmek için düzenlediği seferler sırasında, kardeşi Süleyman Paşa 40 askerle Bizanslılar’a
ait Domuzhisar'ın üzerine yürür. Baskınla burasını ele geçirirler. Öteki
hisarların da ele geçirilmesinden sonra, 40 kişilik öncü birlik geri dönerler
ve şimdi Yunanistan'ın topraklarında kalan Samona'da mola verirler. 40 cengâver
burada güreşe tutuşurlar. Saatlerce süren güreşlerde, adlarının Ali ile Selim
olduğu rivayet edilen iki kardeşin bir türlü yenişemedikleri görülür. Daha
sonra bir Hıdrellez gününde, Edirne yakınlarındaki Ahıköy çayırında aynı çift
yeniden güreşe tutuşurlar. Bütün bir gün güreşmelerine rağmen yine yenişemeyen
kardeş pehlivanlar, gece boyunca da mum ve fener ışığında mücadelelerini
sürdürmeye devam ederler. Ancak solukları kesilerek oldukları yerde can
verirler.
Arkadaşları onları aynı yerdeki bir incir
ağacının altına gömerek oradan ayrılırlar. Yıllar sonra ise aynı yere
gittiklerinde iki pehlivanın mezarlarının bulunduğu yerde gür bir pınar
görürler. Bundan sonra halk orada yatanların anısına o yöreye, “Kırkpınar”
adını verirler. Yunanistan'ın Samona köyünün merası içindeki alan, asıl
Kırkpınar çayırıdır. Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı sonunda Kırkpınar
Güreşleri Edirne ile Mustafapaşa Yolu arasındaki “Virantekke” denilen yerde düzenlenmiştir.
Dünya Savaşı sonunda Yunanlılar Edirne Vilayeti’ni işgal edince, Kırkpınar
Yağlı Güreşleri yapılamamıştır. Kurtuluş Savaşı sonrasında, 1924 yılında Milli
Eğitim Müdürü İsmail Habib Sevük, Kırkpınar Güreşleri'nin bugünkü yeri olan
Sarayiçi’nde yapılmasına öncelik etmiştir. Cumhuriyet'ten sonra 1924 yılında
ise güreşler Edirne'nin Sarayiçi mevkiinde yapılmaya başlanmıştır. Kırkpınar
Güreşleri geçen yıl UNESCO’nun
“İnsanlığın somut olmayan kültürel mirası” listesine eklenmiştir.
Elif’in
Notları’ndan
*Yaz mevsiminin en sıcak günlerine hızla
yaklaşıyoruz. Havalar ısınıyor, onlar söyleyemiyorlar. Lütfen kapımızın önünde
bir kap su bulunduralım. Sokak hayvanlarını, kuşlar, kediler, köpekleri
unutmayalım onlar da can taşıyorlar.
*İstanbul Caz Festivali, bu sene 3-19 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek. Yaşayan en önemli caz piyanisti, muhteşem solo doğaçlamaları, caz standartları ve klasik müzik eserlerine getirdiği benzersiz yorumuyla tanınan Amerikalı besteci ve müzisyen Keith Jarret’in yanı sıra genç yetenek Caro Emerald, Burhan Öcal, Okay Temiz gibi ünlü isimlerde festival kapsamında konserler verecek.
Bir insan; mesafelere aldırmadan sizi kelimeleriyle
mutlu edebiliyorsa, O'nu bırakmayın!
Elif Soyseven Köşe Yazıları
- Çiçek Çocuklar'dan Tikilere…
- Süleyman'ın Halvetiyle, Ali Kaptan'ın Carolin'i Arasında
- Ben, Sizin İçin Öldüm!
- Hayat Ve Bir Avuç Kül
- Haklı Kadın Platformu
- Kanser Ekip, Kanser Yiyoruz
- Son Dakika Haberleri Ve Sayıklamalar
- Ayna Ve Korkular
- Farkında Mısınız?
- Kalkınma Ajansları
- Bedenimizi Hedef Alan Siyaseti Durdurun!
- Biz Kimiz?
- Olimpiyat Ruhu, Geldiysen “Evet” De!
- Aldanış
- Güven, Tek Kullanımlıktır
- Bir Varmış Bir Yokmuş
- Alzheimer'ın Tedavisi Bulundu Mu?
- Ahmet Taner Kışlalı'nın Ardından
- Gülen Yüzler Projesi
- Bir An Gelir
- Yeni Yıl, Her Derde Deva Mı?
- Aslında Sadece Kar Yağıyor
- Hazır Mısınız?
- Pozitif Ayrımcılığa Mahkûm Kadınlar
- Tablo Değişiyor Mu?
- Sarı Laleler
- Uyandırma Servisi
- Teselli Aramak...
- Koca Ağaçlar…
- Korku Eşiği Aşıldı
- Basın Var Da, Bayram Nerede?
- Söyleyin De Bilelim Beyler!
- Slacklaştık
- Yanık Kokusu
- Kadınlar Ne Düşünür? Aslında Ne Olur?
- Yürütme Gücü
- Kelimelerin İzinde
- Atatürk'ün Evine Ne Yaptınız?