Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası (Çorlu TSO) Yönetim Kurulu Başkan Adayı Mehmet Diktaş, Çorlu TSO’da gerçekleştirilecek olan organ seçimlerine az bir süre kala çalışmalarını hızlandırdı.

TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ VE MESLEKİ OKULLARA İHTİYAÇ ZARURİDİR

Başkan seçildiği takdirde ilk hedefinin Çorlu’ya Zarifi Teknoloji Üniversitesi’ni kurmak olduğunu dile getiren Çorlu TSO Başkan Adayı Mehmet Diktaş, “İlim, ya Devletin terekesinde ya da zenginliğin himayesinde gelişir. İlk hedefimiz, Çorlu Zarifi Teknoloji Üniversitesi’ni kurmaktır. Türkiye’nin 60 ilinden nüfus olarak büyük Çorlu. Gelişmişlik olarak geride kalmış bir Çorlu. Bölgenin hâkim ve etkin güç merkezi Çorlu TSO, Trakya’nın en büyüğü, Türkiye’nin 9’uncu büyük Odası. 186 üniversitesi bulunan Türkiye’de, Çorlu’da üniversite olmayışı bizi yaralıyor. Size makro bir bakışı somutlaştırmak istiyorum. Türkiye, 80 milyon nüfusu, 700 milyar Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYİH) ile dünya nüfusunun yüzde 1’ini, dünya ekonomisinin yüzde 1’ini teşkil etmektedir. Bill Gates’in sahibi olduğu Microsoft Şirketi’nin piyasa değeri, Türkiye Cumhuriyeti’nin yıllık Gayri Safi Milli Hasılası (GSMH)’ndan daha yüksek. Tam 800 milyar dolar... Bunu niçin anlatıyorum. Türkiye’nin dünya ekonomisi içindeki boyutunu anlamak için. Dünyada devlet kavramından başka şirket güçlerinin olduğunu göstermek için. Daha ilginç bir şey söyleyeyim, birkaç yıl evvel kurulan Facebook Şirketi’nin değerinde hiçbir şirketimiz yoktur. Dolayısıyla devlet kamu güvenliği bizim için ne kadar önemliyse, bu muazzam değişim sürecinde şirketlerimizin dünya çapında atılımlar yapması da çok çok önemlidir. Bu nedenle sanayi şehri Çorlu’muzda, teknoloji üniversitesi ve mesleki okullara ihtiyaç zaruridir. Çorlu bu yüzden eğitim ve öğretimde, Türkiye’nin en güçlü ayaklarından biri olmalıdır.” diye konuştu.

NEYİN SÖZÜNÜ VERMİŞSEK, HEPSİNİ YERİNE GETİRDİK

“Bugüne kadar neyin sözünü vermişsek, hepsini yerine getirdik.” diyen Diktaş, açıklamasının devamında, “Çorlu’nun gelecek planlaması yapılacaktır. Şehrin aydınlık imgeleriyle bir araya gelerek kendi değerlerimizi üreterek, bu planlama doğru şekilde oluşacaktır. Hizmet sektörünün Çorlu’da kesin gelişmesi sağlanacaktır. Bu konuda yazılımdan sosyal medya ağlarına kadar, Facebook örneğinde olduğu gibi genç girişimciler, akademisyenler, öğrenciler ve iş adamları desteklenecektir. Bizim öncelikli görevimiz budur. Çünkü buradan sağlanan gelirin, ülke ekonomisine ve imajına hiçbir sektörde olmadığı kadar katkısı olacaktır. Az önce anlattığımız değişimi yakalayabilmek için, bunu yapmak zorundayız. Bölgemizin kalkınması, Çorlu’muzun nüfusunun geleceği için üniversitemiz ile birlikte yazılım, tasarım ve inovasyon merkezleri kuracağız. Bu merkezler ticaret erbabı ve sanayicimizin önünü açtığı gibi, tüccarımızın, tacirimizin zenginleşmesini sağlayacak, ülkemize yeni ufuklar yaratacaktır. Çorlu’muzun ruhunu okumak, şahsiyetini bilmek, belirlemek ve bunlar çerçevesinde kapsamlı bir şehir monografisi oluşturmak, sizlere görevimiz ve sözümüzdür.” dedi.

ZARİFİ KİMDİR?

Eserlerinde “Zarifi” mahlasını kullanan şairin asıl adı bilinmemektedir. Çorlulu’dur. Eserlerinden yola çıkılarak 1558-1559 (Hicri 965-967)’da doğduğu düşünülmektedir. Zarifi’nin “Mihr ü Mâh” adlı eserindeki bir tarih kıtasında 1578-1579 (Hicri 986)’da ölen babasının adı Musa olarak kaydedilmiştir. Benzer şekilde “Râhatü’l-Ervâh” adlı eserin son bölümündeki notlardan ve tarih kıtalarından anlaşıldığı kadarıyla şair 1604 (Hicri 1013) tarihinde, bir veba salgınında 2 çocuğunu ve 2 torununu kaybetmiştir. Arapça ve Farsça’ya hâkim olduğu anlaşılan Zarifi’nin ünlü mutasavvıflardan Behişti Ramazan Efendi’nin (Ölümü: Miladı 1571 / Hicri 979) öğrencisi olduğu bilinmektedir. Başta Şemsî Ahmed Paşa (Ölümü: Miladı 1580 / Hicri 988) olmak üzere birçok devlet adamına şiirler sunan Zarifi’nin bir dönem devlet memuriyetine girdiği tahmin edilmektedir. Şairin ölüm tarihi bilinmemekle birlikte Râhatü’l-Ervâh adlı eserin sonlarındaki 1604 (Hicri 1013) tarihli bir kıtaya dayanarak, 1604’ten sonra ölmüş olabileceği söylenebilir.

Zarifi şiirlerinde genellikle aşk, şarap, dünyanın geçiciliği gibi konuları işler. Şiirlerinde hâkim duygu karamsarlıktır. Çoğu zaman sade bir dil kullanan Zarifi özellikle Türkçe kelimelerden, atasözleri ve deyimlerden sıklıkla yararlanır. Zarifi klasik dönem Osmanlı şiir çizgisinin dışına çıkmaz, kimi zaman şiirlerinde hem söyleyiş hem de hayal bakımından tekrara düştüğü görülür. Şairin Necati, Fuzuli, hocası Mevlânâ Behişti ve özellikle de Baki’den etkilendiği açıkça görülmektedir. Divan’ında bulunan nazirelere bakıldığında Zarifi’yi en çok etkileyen şairin, Baki olduğu söylenebilir.