Bu Hastayı Ayağa Kaldırmak, Hiç De Zor Değil!
reklam
13 Mayıs 2023
Bu Hastayı Ayağa Kaldırmak, Hiç De Zor Değil!

Bu Hastayı Ayağa Kaldırmak, Hiç De Zor Değil!

CHP Tekirdağ Milletvekili Adayı Mustafa Ülkem Uruk, Çorlu’da görev yapan gazetecilerle bir araya geldi. Örgüt tabanından yetişen genç siyasetçi, yaptığı söylem ve ortaya koyduğu analitik düşünce tarzıyla göreve hazır olduğunun sinyalini verdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 28’inci Dönem Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tekirdağ Milletvekili Adayı Mustafa Ülkem Uruk, Çorlu’da faaliyet gösteren basın yayın kuruluşlarının temsilcilerini ağırladı. 8 Mayıs 2023 Pazartesi günü düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında; Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, CHP Çorlu İlçe Örgütü Yönetim Kurulu Başkanı Cüneyt Akar, Seçim ve Koordinasyondan Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Müjdat Uysalcan ve CHP Tekirdağ İl Gençlik Kolları Başkanı Okan Akın da hazır bulundu. Toplantının giriş bölümünde kısa birer açıklamada bulunan CHP Çorlu İlçe Örgütü Başkanı Cüneyt Akar ve Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik Erzurum’da yaşanan saldırıyı kınadıklarını ifade ettiler.

ERZURUM’DA YAŞANAN OLAYLARI KINADI

Kendi evinde ve yıllar öncesine dayanan sıkı bağlar kurduğu basın emekçilerinin karşısına, bu kez Tekirdağ Milletvekili Adayı olarak çıkan Mustafa Ülkem Uruk, “Seçim tarihinin yaklaşmasıyla birlikte seçim atmosferi, hızlı ve hararetli bir hâl aldı. Bunlar, gayet normal ve Türkiye Cumhuriyeti’nde daha önce yaşadığımız şeylerdir. Ama dün Erzurum’da yaşananlar, 21’inci yüzyılda siyasi parti propogandası yapan bir belediye başkanına ve onun destekçilerine taş atmak, gerçekten akla mantığa sığan bir şey değildir! Şu anda biz, Erzurumlu hemşerilerimizin de sağduyusuna güveniyor ve onların üzüntülerini de görüyoruz. O yüzden, bu kara lekeyi Erzurum’a çalmaya çalışanları da uyarma gereği hissediyoruz. Bunun da buradan altını çizmek lazım. Bu Erzurum’un bir kara lekesi değil; birkaç provokatörün, güvenlik tehditi oluşturarak seçimi ve seçim meydanlarını manipüle etme isteğidir. Bunu daha önce gördük mü; tabi gördük. 7 Haziran-1 Kasım 2015 seçimleri arasında, birkaç ayda bu ülkenin nasıl değiştiğini, neler yaşadığını gördük. Peki, aynı oyunlara bir daha gelir mi bu millet; tabi ki gelmez. O yüzden hem dün yaşananları lanetliyorum ve tepkimi gösteriyorum hem de o meydanda bulunan tüm hemşerilerime, geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Gerçekten, büyük bir badire atlattılar. Ama hiç durmadan mitinglerimiz ve meydan buluşmalarımız devam edecek.” dedi.

FARKLILIKLARIMIZ OLSA DA AYNI ŞEMSİYENİN ALTINDAYIZ!

Seçim gündeminin, diğer seçimlere göre farklı geçtiğini ifade eden Uruk, “Eskiden adaylar kahvelere, toplantılara, ev buluşmalarına gittiğinde; dış borç, asgari ücret ve faiz parametreleri ile ekonominin iyi gitmediğini anlatırdı. Şimdi biz bu seçim çalışmasında, ekonominin ne kadar kötü olduğunu anlatmıyoruz. Çünkü derdi olana bir daha derdini söylemenin, bir manası olduğunu düşünmüyoruz. Herkes, bu ekonomiyi kendi yaşıyor. Emekliler, üreticiler, çiftçiler, aileler, hatta çocuklar bile ekonomik sıkıntıları birebir görüyor. Yani millet derdini zaten yaşıyor, bir daha gidip bu derdi anlatmanın bir anlamı yok. Ben esasen temel olarak birliğimize, beraberliğimize zevâl geldiğini düşünüyorum. Şu anlamda; bugün toplumda, sert bir nefret rüzgârı yaratılmak isteniyor. Ekonomik politikaların olması tabiki çok önemli, ama ben asıl projenin barış, huzur ve kardeşlik temelinde olması gerektiğine inanıyorum. O yüzden de ‘Millet İttifakı’ adı altında, altı siyasi partinin bir araya gelmesini çok kıymetli görüyorum. Neden böyle gördüğümü, hemen bir örnekle açıklayayım. Bakın; düne kadar birbirini karşı mahalleden gören, öteki gören, bazen de öcü gibi gören insanlar, şimdi bir araya geldiler. Peki, ama neden bir araya geldiler? Örneği, biraz daha somutlaştırayım. Mesela Saadet Partisi, daha düne kadar CHP’ye öcü gibi bakıyordu. Ha keza CHP’liler de onlara iyi gözle bakmıyorlardı. Ama şunu yapmak lazım! Elimde beyaz bir kâğıt var ve bu beyaz kâğıdın üzerine bir siyah nokta koydum. Bizler siyasette, senelerce bu siyah noktayı konuştuk. Yani hep farklılıklarımızı gördük. Ama burada kocaman bir beyaz kâğıt var, birlikte olduğumuz bir sürü mesele var, ortak paydalarımız var. Ekonomik kriz; bugün Diyarbakırlı’nın da sorunu, Tekirdağlı’nın da sorunu! Veya asgari ücretle geçim derdi, herkesin ortak derdi. Veya adil bir ülkede yaşama talebi, ülkücünün de sosyalistin de kürdün de alevinin de ortak sorunu. 85 milyonun tamamı adalet ister, demokrasi ister, refah içindeki bir ülkede yaşamak ister. Şimdi, bu işin başmimarı dediğim Kemal Kılıçdaroğluda bunu yaptı. Bir şemsiye açtı, ‘Adalet, demokrasi ve refah içinde, saygın bir Türkiye’de yaşayalım!’ dedi ve şemsiyenin altına herkesi davet etti. Farklılıklarımız var mı, var! Aynı siyasi partiler miyiz, değiliz! Ama Saadet Partisi bir adım attı ve Saadet Partisi’nin Genel Merkezi’nde solcu bir lider, Cumhurbaşkanı Adayı olarak açıklandı. Kolay bir adım mı, elbette ki değil!” diye konuştu.

OKAN’I, KURİŞ’İ, ATEŞ’İ KATLEDENLERLE YAN YANALAR

İktidar Partisi Milletvekili Adaylarının; vatandaşlara, iyi veya kalkınma anlamında, olumlu anlatacak hiçbir konu başlığı bulamadığını da ileri süren Uruk, “Anlatacak birşeyleri olmayınca ne yapacaklar biliyor musunuz? 10 parmaklarında 10 kara, Cumhuriyet Halk Partisi’ne iftira atmaya çalışacaklar. Kime yaptılar bunu; hatırlarsanız, 2019’da Mansur Yavaş’a yaptılar. Aynısını, İmamoğlu’na da yaptılar. 2019’da bu iftiraları çok yüksek perdeden attılar, aynı bugün olduğu gibi… Sermayesi biten cambaz, finalde Türk bayrağı açarmış alkış almak için. Bunlar da alkış almak için finalde böyle bir iftiraya başvuruyorlar. Şimdi, milletin bunu yiyecek hali de yok! AK Parti, bu beyhude çabadan da bir an önce vazgeçmeli. Toplumu kutuplaştıran ve bazı rakiplerini kriminalize eden tavrından bir an önce vazgeçmelidir. O yüzden şunu belirtmek isterim ki bizlerin, Cumhuriyet Halk Partisi olarak kökümüz belli, temelimiz belli, geldiğimiz gelenek belli, değerlerimiz belli, ilkelerimiz belli… Bunca yıl ne yaşadığımızı ve bu millette ne gördüğümüzü herkes biliyor. Ama finalde şunu söylemekte fayda var, onların da bir geçmişi var. Habur Sınır Kapısı’nda teröristleri karşılayıp, çadır mahkemelerinden nasıl serbest bırakıldığını hepimiz biliyoruz. Oslo Görüşmeleri’ni, Dolmabahçe Görüşmeleri’ni anlatmak bile istemiyorum. 2019’da bir belediye seçimi için, terör örgütü başı Abdullah Öcalan’dan mektup getirtdiler. Terör örgütü başının kardeşini, devletin radyo ve televizyonuna çıkardılar. Ali Gaffar Okkan’ı şehit edenlerle, yan yana duranlar var. Konca Kuriş’i, domuz bağıyla öldürenlerle yan yana olanlar var. Gencecik bir akademisyen olan Sinan Ateş’i, sokak ortasında vuranlarla aynı listede olanlar var. Bunları yapanlar, şimdi gelip bizleri milliyetçilik terazisinde tartacaklar. Geçmişte halkımız İstanbul Seçimleri’nde cevabı nasıl vermişse, şimdi de aynı şekilde verecektir.” dedi.

BU HASTAYI AYAĞA KALDIRMAK, HİÇ DE ZOR DEĞİL!

Uruk, yaptığı konuşmayı, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizlerin, bu ülkeyi nasıl yöneteceği ve kimle yöneteceği belli! 2018’den önce, lastik patlak da olsa bir şekilde yürüyordu ülke. Bir önceki seçimden bahsediyorum farkındaysanız. Bir önceki seçimde dolar 4 liraydı, nasıl bir anda 20 lira oldu! Türk Lirası, nasıl bu kadar değer kaybetti! Geçen sene, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük banknotu olan 200 TL ile iyi kötü yine de Pazar filesi doluyordu. Bugün, 450 gram kıyma ancak alabiliyorsunuz. Bu durum karşısında, herkesin durup bir düşünmesi lazım! Bizler, Cumhuriyet Halk Partisi kadroları ve ortak politikalar metniyle, bu ülkeyi yeniden tedavi etmeye hazırız. Bu ülkeyi, makinaya bağlı yaşayan, entübe bir hasta gibi düşünün. İşte reçete burada, doktorlar da belli! Biz, ‘Bu reçeteyle, 15 Mayıs sabahı bu hasta kalkar koşar.’ demiyoruz, ama bir süre sonra tedavi başlar. Bir süre sonra solunum cihazı çıkar, hasta nefes almaya başlar, akabinde yatağında oturur ve bir süre sonra adım atmaya başlar. Bir süre sonra da koşar. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti, güçlü bir devlet… Üretim kapasitesi var, genç bir nüfusu var. İşte bu şartlar değerlendirildiğinde, emin olun memleketi ayağa kaldırmak hiç de zor değil!” diyerek noktaladı.

Editör : Tuğberk Erdem
487 Okunma
Bu Hastayı Ayağa Kaldırmak, Hiç De Zor Değil!
Bu Hastayı Ayağa Kaldırmak, Hiç De Zor Değil!
Bu Hastayı Ayağa Kaldırmak, Hiç De Zor Değil!
Bu Hastayı Ayağa Kaldırmak, Hiç De Zor Değil!
Bu Hastayı Ayağa Kaldırmak, Hiç De Zor Değil!
Bu Hastayı Ayağa Kaldırmak, Hiç De Zor Değil!
KÖŞE YAZARLARI
Murat Sevgi

Murat Sevgi

Yılmaz Çivici

Yılmaz Çivici

Nijat Ayvaz

Nijat Ayvaz

Mehmet Ali Esmer

Mehmet Ali Esmer

Atıf Mutlu

Atıf Mutlu