Mail kutuma düşen Atsushi Miyazaki başlıklı maili görünce, ‘hiç Japon tanıdığım yok, bu mail de neyin nesi?’ diye düşündüm. Maili okudukça her satırında içimdeki umut yeniden canlandı.

23 Ekim 2011… Van, 7,2 büyüklüğündeki depremle sarsıldı. Yüzlerce insanımızı topraklarımızın bu amansız düşmanıyla kaybettik. Binlerce kişinin hayatı 25 saniye süren bir sarsıntıyla değişti. İşte tam da ülkenin kenetlendiği, yardım çığlıklarına cevap verilmeye çalışıldığı bugünlerde dünyanın birçok noktasından yardım kuruluşları bizlere dost elini uzattı. Japonya Büyükelçiliğimizin posta kutusuna bırakılan isimsiz ve imzasız çekler, nakit paralar o günlerde nasılda hepimize umudun ve sevginin yeniden yeşerdiğini hatırlattı.

Dr. Atsushi Miyazaki de bu isimlerden biriydi. Miyazaki Van’daki arama kurtarma çalışmalarına katılmak için ülkemize gelen AAR Japan yardım kuruluşunun bir üyesiydi. Van’daki arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Televizyon haberlerine konu oldu. Halkın arasına katıldı, yerel kıyafetler giyerek onlarla yakın temasta bulundu. Görevde bulunduğu süre Kurban Bayramı’na denk gelince bir Müslüman gibi kurban kesip halka dağıtırken birçok habere konu oldu. Ancak yardım için geldiği ülkede sağlam raporu verilen bir otelde dinlenirken bir artçı deprem sonrası göçük altında kaldı. 13 saat sonra ağır yaralı olarak enkaz altından çıkarıldığında artık her şey için çok geç kalınmıştı.  Dünyanın bir ucundan yardıma gelen Miyazaki, sağlam denilen otelin enkazında can verdi. Bu beni çok etkileyen olayın ardından bende AAR Japan kurtarma ekibine bir mail atarak başsağlığı ve taziye dileklerimi iletmiştim.

Aradan tam bir yıl geçti… İşte mail kutuma düşen o mail AAR Japan Komite Başkanı Yukie Osa’dan geliyordu. O gün bize yardıma koşan Miyazaki, iki ülke arasında bir yardım köprüsü oluşturmuştu. Yukie Osa mesajında onların acısını paylaştığım için bana yeniden teşekkür ederken, yepyeni bir yardım projesinin de müjdesini veriyordu. Ülkemizdeki engelli nüfusunun fazlalığı dikkatlerini çekmiş ve bu alanda bizlere destek vermek için “Gülen Yüzler” projesi adı altında, engelli çocukların rehabilitasyonuna yönelik çalışmalar yapacaklarını yazmıştı. Bu proje kapsamında ilk etapta, 9 Kasım 2012’de 23 çocuğa tekerlekli sandalye dağıtıldı. Japon ekip ülkemizde yardımlarına devam edecek. Gülen Yüzler projesi birçok engelli çocuğumuza umut olurken Miyazaki’nin ruhu da onların kalbinde yaşayacak. Teşekkürler Miyazaki, ruhun şad olsun…

Elif’in Notlarından:

*Kasım ayı demek, tüm kitapseverler için fuar demektir. Yepyeni kitaplarla tanışma, yazarlarla bir araya gelmek demektir. 31’inci İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı, 17-25 Kasım tarihlerinde Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Ana temanın “Çocukluğum Yurdumdur-Çocuk ve Gençlik Edebiyatı” olarak belirlenen fuarda onur yazarı ise Gülten Dayıoğlu. 600 yayıncı ve sivil toplum örgütünün katılımıyla, 200 etkinlik gerçekleştirilecek. 40 ülkeden yayıncının katılacağı fuarın konuk ülkesi ise Hollanda. Gerisi kitapseverlere kalıyor. Ne diyelim: “Okumak iptiladır, müptelalara selam olsun.”

*Malumunuz, kış iyiden iyiye bastırdı. Tiyatrolar da bir bir yeni sezon oyunlarını seyircileriyle buluşturuyorlar. Çorlu’nun yetiştirdiği değerli tiyatro oyuncusu Sinan Bayraktar, yepyeni oyunu “Fenerbahçe Destanı” ile sezon açılışı yapıyor.

Fenerbahçe, oynamıyor görünerek futbol oynamayı nasıl başardı?

Bir spor abidesinin harcında, hangi çocukların harçlıkları var?

Hangi sezon herkes Fenerbahçeli idi?

Degajı gökyüzünde kaybolan kaleci kimdir?

İşte tüm bu soruların yanıtı oyunda gizli… Fenerbahçe Destanı; 12-13-14-15 ve 17 Kasım 2012 tarihlerinde Memduh Şevket Esendal sahnesinde. Biletler tükeniyooooor, yetişen alıyooooor…

Yürekli bir kadının başı, yüreksiz bir erkeğin omzuna ağır gelir!