-Yeni anayasada “Türk” kelimesi olmayacakmış diyorlar kalemşör, doğru mu?

-Doğru Hasan Dayı, artık “Türk” kelimesi “üç harfli” hikâyesine döndü.

-Şu cinlerden bahsederken çarpar diye “Cin” kelimesini telaffuz etmeyip “üç harfli” deme hikâyesi mi?

-He Hasan Dayı… “Türk” kelimesi de öyle oldu, ama küçük bir farkla! Türk kelimesi söyleyeni değil de söylemeyeni çarpacak yakında.

-Anlayamıyorum ben bu işi… Peki, milletimizden bahsederken ne diyeceğiz?

-“O millet” diyeceğiz

-Nasıl yani? Bu milletin asil adına ne olmuş ki?

-Açılımcılar bu adı beğenmiyorlar. Etnik bir grubun adıymış.

-İnkâr eden yok ama bunda utanılacak bir şey yok ki. Çok şükür soyumuz sopumuz belli.

-Olsun Hasan Dayı, bundan sonra “O millet” diyeceğiz işte!

-Ne demek “o millet”?

-Beğenmediysen “Türkiyeli” diyeceksin.

-Niye biz ne idüğü belirsiz toplama bir grup muyuz ki; “Amerikalı, Cezayirli, Hollandalı, Danimarkalı” gibi “Türkiyeli” diyecekmişiz.

-Hasan Dayı sana da laf yetişmiyor. Okumadın mı akil adamlar diyor ya “O millet ya da Türkiyeli” deyince anlaşılır, illa Türk demeye gerek yok” diye.

-Onların yerine sana sorayım o zaman… Fransa’nın vatandaşına ne diyoruz?

-Fransız.

-İngiltere vatandaşına?

-İngiliz.

-Peki Almanya’nınkine?

-Alman.

-Eee, “Türk” adına ne olmuş ki? Biz ağaç kovuğunda mı büyüdük? Tarihe damga vuran Türk milletinin torunları değil miyiz? Anamız atamız, cinsimiz cibilliyetimiz belli değil mi ki “Türk” demekten utanır oldular?"

-Seninki, benimki ve bizim gibilerin ki belli tabi Hasan Dayı. Onu bir de bebek katili ile onunla kol kola girip açılanlara sormak lazım.